HAKKINI TESLİM ETMEK…
TAKDİR kelimesi size ne çağrıştırıyor bilemiyorum ama paylaştıklarımdan sonra bu kelimeyi hayatınıza daha fazla dâhil edeceğinizi düşünüyorum.
Çalışanların çoğu bu kelimeyi biraz kırgınlıkla kullanır. ’O kadar uğraştım bir teşekkür etmedi!’ Yapılan işin karşısında beklenilen ufacık bir teşekkürün çalışan üzerindeki pozitif etkisini sevgili yöneticiler bilse inanın dünya başka bir dünya olurdu. ‘Bu onun görevi zaten yapmak zorunda’ düşünce kalıbının kimseye bir artısı yok. Kimse bir şey yapmak zorunda değil… Tabii ki sorumluluklarımız, görevlerimiz var. Tabii ki yerine getireceğiz… Sonucunda direkt etkilediğimiz kişilerden alacağımız ufacık bir tatlı söz veya geri bildirim… Motivasyonumuzu yükseltecek o günü çok daha verimli geçirmemize neden olacaktır.
Beyler sözüm biraz da sizlere, eşlerinize size harika yemekler yaptığı için en son ne zaman teşekkür ettiniz? Peki, geliyorum çok daha önemli bir noktaya en son ne zaman kendinizi TAKDİR ettiniz? ‘Aferin sana bu işi de başardın şimdi şöyle bol köpüklü bir kahveyi hak ettin’diye?
Hayat gailesi, koşturmaca, ailesel durumlar, çocukların okulları, evin masrafları bir de hepsine tuz biber olan PANDEMİ GÜNLERİ… Evet, çok bunaldık çok sıkıldık lakin bu günlerin de bir sonu olacak… Her gecenin bir sabahı olduğu gibi… Bu günlerden sağlıklı çıkacaklar, ortamı, durumu kabullenip uyum içinde bugünlerin biteceğine tüm kalbiyle inananlar olacak.
Takdire dönersek üç türlü takdir var:
1-Sahip olunan bir şeye takdir:‘ Güle güle kullanın yeni arabanız hayırlısı olsun.’
2-Yapılan işe takdir:‘Hanım senin yaptığın mercimek çorbasının tadını hiçbir yerde alamıyorum.’
3-Öze takdir:‘Hocam çocuklarla kurduğunuz sevgi bağı onların daha iyi çalışmasına sebep oluyor.’
Siz en çok hangisi kullanıyorsunuz?
Sizce en etkili olanı hangisi?
İnsanı takdir etmek, hakkını ona teslim etmek, hem takdir edeni hem takdir alanı, hafifleten, motive eden bir eylem… Bol takdirli günler diliyorum.
Sevgi ile kalın…
*Bu haftanın kitap tavsiyesi: Doğan Cüceloğlu -Var Mısın?
