Ragbi Günlükleri 50

oplumu oluşturan iki temel, eşit parçadan birisidir kadın. İnsanlık medeniyetinin yükselişindeki rolü çok büyüktür. Tarihinin birçok dönüm noktasında gördüğümüz kadın figürler, sonraki nesillere ilham vermiştir.

İslamiyet öncesi Türk toplumunda, kadın ve erkek birçok bakımdan eşittir. Kadın, sosyal ve siyasi hayata katılır. Orhun Yazıtlarında, hakanın karısının kocası ile birlikte Türk toplumunun başına indiği anlatılır. Türk hükümdarlarının resmi kabullerinde, eşleri de yanlarında hazır bulunur. Kadın, aile içinde erkek ile eşit haklara sahiptir. Tek eşlilik vardır. Giyiminde kuşamında özgürdür. Eski Türklerde kadının, kocası hakanın yanında devlet idaresine katıldığı, hatta bazen devleti tek başına yönettiği dahi olmuştur. Kadına ‘Türkan’ veya ‘Bilge Hatun’ sıfatları verilmiştir. Buyruklar ‘Hakan ve Hatun buyuruyor ki’ şeklinde çıkarılmıştır. Cengiz yasalarında, yıllık kurultaylarda kadınların da yer aldığı yazmıştır. 7. yüzyılda, Uygur hakanının annesi Uluğ Hatun, davalara bakmış, anlaşmazlıkları çözmüş bir yargıçtır. Ziya Gökalp eski Türk toplumlarında kadının durumunu, ‘Eski kavimler arasında hiçbir kavim Türkler kadar kadın cinsiyetine hak vermemiş ve saygı göstermemiştir.’ diyerek özetlemiştir.

onbasi nezahat | Edirne Ahval Gazetesi
kara fatma | Edirne Ahval Gazetesi

Türklerin Müslüman olmalarından sonra, İslam dininin Arap yorumunun etkisiyle, Türk kadınları önce içlerine, sonra evlerine kapatılarak, eğitim hayatından, çalışma hayatından, kısacası sosyal hayattan dışlanmışlardır. Kadının tek görevinin analık olduğu düşüncesi ağırlık kazanmıştır. Şeriatın çok eşliliği onaylaması, erkeğin istediği zaman karısını boşayabilmesi, kadını birçok haktan mahrum bırakıyordu. Mirasta ve şahitlikte, kadının iradesi ve ifadesi erkeğin yarısı kadardı. Kadın çalışamadığı için ekonomik özgürlüğünden de yoksundu ve bu durum, onu erkeğine mahkûm hale getirmekteydi. Eğitim hayatının sınırlı olmasındandır ki kadınlar arasında okuma yazma bilen oranı çok düşüktü. Harf Devrimi’nden bir yıl önce bütün Türkiye’de kadınların okuma yazma bilme oranı %04’tür. Güneydoğu Anadolu’da bu rakam %01 bile değildir.

19. yüzyıldan itibaren Osmanlı’da kadınlara kısmi haklar tanınmaya başlanmıştır. Yenilikçi padişahlardan II. Mahmut, kız çocuklarının da ilkokula gitmesini istemiştir. Tanzimat Dönemi’nde batılı anlamda kadın hakları konusu gündeme gelmiştir. Daha sonraki dönemlerde kız teknik, kız öğretmen, kız sanat, kız sanayi mektepleri de açılmıştır. İlk kız idadisinin açılışı, 1880 yılında Münif Paşa’nın Maarif Nazırlığına denk gelmektedir. Kız okullarının çoğu, İstanbul gibi büyük şehirlerde açılmış ve bu okullara çok az sayıda kız öğrenci devam etmiştir. 

Şuna kani olmak lazımdır ki dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.’ diyen Atatürk, çok genç yaşlarından itibaren kadın-erkek eşitliğini savunmuştur. Birçok konuşmasında, kadının özgürleştirilmesinden bahsetmiştir. Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin devam ettiği sırada, Ankara’da 16 Temmuz 1921’de toplanan Muallimler Kongresi, kadın-erkek karışık olarak düzenlenmiş ve bu kongrede, bir taraftan eğitimin diğer taraftan da kadın-erkek eşitliğinin önemi vurgulanmıştır.

Atatürk 1925 yılında yaptığı bir konuşmasında, ‘Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cinsten meydana gelir. Mümkün müdür ki bir kütlenin bir parçasını ilerletelim, diğerini görmezlikten gelelim de kütlenin hepsi yükselme şerefine erişebilsin?’ diyerek, Cumhuriyet Devrimlerinin hedeflerinden birisini ilan etmiştir. Ve o Cumhuriyet, devrimleriyle Türk kadınını prangalarından kurtarmış, toplumun her alanında kendisine yer bulabilmesini sağlamıştır. 

prof. dr. jale inan | Edirne Ahval Gazetesimuazzez ilmiye cig | Edirne Ahval GazetesiTürk kadının toplumsal hayatta her bakımdan erkekle eşit hale getirilmesini isteyen Atatürk, kadına geniş haklar veren, çağdaş bir medeni kanunun hazırlanması için çalışma başlatmıştır. Yeni medeni kanunun gerekçesi olarak, önceki medeni kanun Mecelle’nin kuralları ve ana hatlarının dini olduğu, kanunları dine dayanan devletlerin bir süre sonra ulusun ihtiyaçlarını karşılayamadığı, dinlerin değişmez hükümler içerdiği, çağdaş bir medeni kanuna ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiştir.

17 Şubat 1926’da kabul edilen Türk Medeni Kanunu, şeriattan ve şeraitle biçimlenen Mecelle’den ayrı olarak, aile hukukunda, miras hukukunda, malların yönetimi konusunda kadına erkekle eşit haklar tanımıştır. Resmi nikâhı zorunlu kılarak, birden fazla kadınla evlenmeyi yasaklamıştır.

David Hotham, ‘Türkler’ adlı kitabında ‘Türk Medeni Kanunu’nun ne kadar devrimci bir davranış olduğunu anlamak için Türkiye’den başka hiçbir Müslüman ülkenin böyle bir işe kalkışmadığını anlamak yeter.’  sözleriyle değerlendirmiştir.

1930 yılında yazılan ‘Vatandaş İçin Medeni Bilgiler’ kitabında Atatürk, ‘Kadın seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir, çünkü demokrasinin mantığı bunu gerektirir.’ demiştir. Devam eden süreçte Türk kadını, seçme ve seçme hakkını birçok ülkenin kadınından önce kazanmış ve bu durum, bütün dünyanın ilgisini çekmiştir. Bu nedenle, Uluslararası Kadın Hakları Derneği’nin 12. Kongresi, 22 Nisan 1935’te İstanbul’da, Beylerbeyi Sarayı’nda Türk Kadınlar Birliği’nin ev sahipliğinde toplanmıştır.

Cumhuriyet Devrimleriyle önündeki engellerden kurtulan Türk kadını, içindeki cevheri dünya âleme gösterme fırsatı bulmuştur. Bilim, sanat, edebiyat, spor vs. birçok alanda, bütün dünyanın takdir ettiği çok sayıda yeteneği çıkartmıştır. 2021 Türkiye’sinde de yüzünü aydınlığa dönmüş, aklı ve bilimi kendisine rehber edinmiş Türk kadınları, Büyük Türk milletinin göğsünü kabartmaya devam etmektedir.

50. yazımız vesilesiyle özel duygular içerisindeyken, bir başka özel günün de bu yazıya denk gelmesi beni ayrıca mutlu etti. Ragbi Günlükleri’nin bu özel yazısını, kadınlarımıza ayırmaktan dolayı son derece mutluyum.

Tüm kadınlarımızın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

NOT: Yazıyı hazırlarken, tarihçi Sinan Meydan’ın 5 ciltlik ‘Akl-ı Kemal’ isimli eserinden faydalandığımı belirtmek isterim.

potanin perileri | Edirne Ahval Gazetesi
yildiz kenter | Edirne Ahval Gazetesi
dunya ve avrupa sampiyonu tekvandocu irem yaman | Edirne Ahval Gazetesi
avrupa sampiyonu ritmik cimnastik takimimiz | Edirne Ahval Gazetesi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu