
Türkiye Enerji, Su ve Gaz işçileri Sendikası (TES-İŞ) Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu Edirne'ye gelerek sendika binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda deprem felaketine değinen İrfan Kabaloğlu, enerji işçilerinin deprem felaketinin ilk gününden itibaren deprem bölgesinde çalıştıklarını belirtirken, yaşanan deprem felaketinde 32 sendika üyesinin vefat ettiğini, 1 sendika üyesinin ise Hatay’da iş kazasından dolayı hayatını kaybettiğini söyledi.
Yaşanan deprem felaketine değinen TES-İŞ Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu; “Türkiye'miz çok önemli bir süreçten geçiyor. Asrın felaketi denen bir deprem yaşadığımızı hepiniz biliyorsunuz. Biz enerji işçileri depremin her dönemde göbeğinde olan çalışanlarız. Gerek pandemide, gerek havaların bozulmasıyla, kar, fırtına, yağmur çamur demeden enerji işçilerinin dinlenme hakkı yok. Her zaman buralarda halka hizmet etmek için var gücüyle çalışıyorlar. Biz zaten enerji işçileri deprem bölgesinde bütün sorunlar bitmeden bırakıp gelmemiz mümkün değil” dedi.
Enerji işçilerinin çalışma şartlarında ve ücretlerinde iyileştirme yapmak adına firmalarla sürekli görüşme halinde olduklarını Edirne sendika binasında gerçekleştirilen toplantının 6’ıncı toplantı olduğunu söyleyen Kabaloğlu; “Devlet su işleri ve TEDAŞ, TEİAŞ ve elektrik dağıtım şirketlerinin tamamı oradalar. Yaklaşık 12 bine yakın çalışanımız o bölgeye yardım amaçlı şu anda oradalar. Toplam 11 bin üyemizin de etkilendiği deprem bölgesinde gerçekten dolaştığımız zaman, oraları gezdiğimiz zaman tek tek çok dramatik şeylerle karşı karşıya kaldık. Bizim maalesef hem stratejik hem görevi bırakma diye bir şeyin olmayacağı bir iş kolundayız. Ama gelin görün ki son dönemlerde özelleştirmelerden dolayı ücret politikaları maalesef istediğimiz şekilde gitmiyor. Trakya'da elektrik dağıtım şirketimiz var. Burada da TREDAŞ'ın durumunu biliyoruz. Zor şartlardan geçerek arkadaşlarımız örgütlendi ve yine de istediğimiz noktada değiliz ücretler konusunda ama işe geldiği zaman en başta yine enerji işçileri koşuyorlar. Biz stratejik bir iş yerinde olmamıza rağmen. Maalesef istediğimiz değeri bulmuş değiliz. Biz bunun için Türkiye'nin her bölgesinde toplantılar yapıyoruz. Bu altıncı toplantımız” diye konuştu.
Deprem felaketinde toplamda 32 sendika üyesinin hayatını kaybettiğini bildiren Kabaloğlu; “Maalesef yaklaşık 32'ye yakın arkadaşımızı depremde kaybettik. Yakınlarını kaybeden üyelerimiz ise bölge çok geniş olduğu için tam tespiti yapılamadı ama 32 arkadaşımızı kaybettik. Bir arkadaşımızı da Hatay'da Saruhan'da iş kazasında kaybettik bu arada” şeklinde konuştu.
‘ŞİMDİ NÜKLEERE KARŞI DEĞİLİM’
Saros’da yapımına başlanılan FSRU Limanı hakkındaki görüşlerini de anlatan Kabaloğlu; “İşin doğrusu Türkiye'nin gerçekten enerji konusunda çok büyük sıkıntıları var. Bir örnek vereyim. Avrupa'da bizimle beraber olan, bizim iş kolumuzda olan sendikalar var. Bundan yaklaşık 3 ay önce bu sendikalardan bize yazı geldi. Yani ozon tabakasıyla ilgili, çevreyle ilgili, 'kömür kullanmayın' diye yazılar geldi. Çevremiz kirlenmesin herkes daha rahat bir yaşam sergilesin diye ama maalesef ülkemizin gerçekleri de öyle değil ki enerji sıkıntısında Rusya, Ukrayna Savaşı'ndan sonra Avrupa da aynı duruma düştü. Bize kullanmayın dedikleri kömürleri kendileri kullanmaya başladılar. Şahsen ben de çevrenin korunmasından yanayım. Yani çevrenin sonsuz korunmasından yanayım. Ama Türkiye enerjisinin neredeyse yüzde altmışını dışarıdan alıyor. Yani doğalgaz da üretiyor, ithal kömür de üretiyor. Ben yıllardır 35 yıldır bu sektörün içerisindeyim. Biz nükleer de yapıyoruz. Bundan 20 sene önce ben nükleere karşıydım ama şimdi karşı değilim. Çünkü yaşam devam ediyor. Enerji kaynaklarının elinde olmadığı zaman yani toprakların senin olması da yeterli değil. Ekonomik bağımsızlığın da olmuyor. O yüzden enerji kaynakları çok önemli. Yeri konusunda çok fikrim yok ama muhakkak bunların incelemeleri yapılmıştır. Yoksa hemen her yere bunları yapmak çok kolay bir şey değil. Burası enerji Türkiye'nin Asya'dan Avrupa'ya geçiş noktası bizim ülkemiz. Bakü - Ceyhan boru hattı dahil hepsi buradan geçiyor. Yani biz stratejik bir yerdeyiz esasında. Ama baktığınız zaman enerji kaynaklarımız hala yeterli gelmeyebiliyor. O yüzden biz yerli ve milli politikalar uygulamamız lazım” ifadelerini kullandı. Damla GÖÇ